Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Devlet Koroları ve Senfoni Orkestraları Genel Müdürlüklerinin Kurulması, Müziğimiz Açısından Toplam Kaliteyi Arttırır mı?… Dr. Ayhan Sarı
Toplam Okunma: 12064 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 20:50
Kültür Bakanlığında Opera-Bale, Tiyatrolar, Halk Kültürü, Kütüphaneler ile ilgili genel müdürlükler bulunmasına karşın Devlet Koroları, Resim-Heykel, Senfoni Orkestraları,Devlet Halk Dansları Topluluğu, Yöresel Müzik ve Oyunları Toplulukları, sadece bir genel müdürlük, yani Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü çatısı altında toplanmakta, bu kurum kendi içinde Fonetik ve Plastik sanatlar daire başkanlıkları olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu durumun yönetimde iletişim zinciri, fikir üretme ve uygulama açısından bazı aksamalara yol açtığı, işleri yavaşlattığı gözlenmektedir. İşi ehline vererek muhatabın belirlenmesi, yükün hafifletilmesini sağlıyacak, berraklaşmayı da beraberinde getirecektir.
Önceki yazımızda Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın ayrıştırılıp ayrıştırılmaması konusunu işlemiştik. Bu yazımızda ilgili ayrışımı özet de olsa anlattığımızı varsayarak ikinci bir ayrışımın gerekliliğine değinmek istiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın içinde yer alan Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü…
Adresi ve teşkilat şeması şöyle: (http://www.kulturturizm.gov.tr/GSANATLAR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF8C37C091247A04E644C5498E65CCBF29)…
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün sorumluluk alanına ait detaylar aşağıda sunulmuştur.
Orkestralar
• Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
• İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası
• İzmir Devlet Senfoni Orkestrası
• Antalya Devlet Senfoni Orkestrası
• Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası
• Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası
• Ankara Devlet Çoksesli Müzik Korosu
Türk Halk Müziği Koroları
• Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu
• Sivas Devlet Türk Halk Müziği Korosu
• Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği Korosu
Klasik Türk Müziği Koroları
• İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
• İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
• Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
• Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
• Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
• Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
• Samsun Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
Topluluklar
• Devlet Halk Dansları Topluluğu
• Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu
• İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu
• İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu
• İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu
• Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu
• Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu
Yöresel Müzik ve Oyun Toplulukları
• Gençlik Halk Oyunları ve Halk Müziği Toplulukları
• Edirne Roman Müzik Topluluğu
• Nevşehir Hacıbektaş Semah Topluluğu
• Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu
• Keskin Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu
Yayınlar
• Prestij Kitaplar
• Kataloglar
• Cd
• Kaset
Plastik Sanatlar:
• Ankara Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü
• İzmir Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü
• Erzurum Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü
• İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
• Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
Devlet Sanatçıları
• Orkestra ve Devlet Çoksesli Korosunda Görev Alan Solist Sanatçılar
• 1971 Yılında Seçilen Devlet Sanatçıları
• 1981 Yılında Seçilen Devlet Sanatçıları
• 1987 Yılında Seçilen Devlet Sanatçıları
• 1988 Yılında Seçilen Devlet Sanatçıları
• 1991 Yılında Seçilen Devlet Sanatçıları
• 1998 Yılında Seçilen Devlet Sanatçıları
• Plastik Sanatçılar
Bunların bütçeleri bir olup, hepsinin başında tek yetkili mercii olan genel müdürlük tarafından yönlendirilen parasal ve kültürel paylaşım söz konusudur.
Bu paylaşımın adil olduğu konusunda fikir birliği hiçbir zaman gerçekleşememiştir. Aksine, bir paylaşım haksızlığının varlığı yıllardan beri dillenip durmaktadır.
Nasıl dillenmesin ki? Birbiriyle aynı genel müdürlük çatısı altında bulunmaktan öte hiçbir bağı bulunmayan sanat kurumlarımız adeta zorunlu bir birlikteliğe katlanıyor görüntüsü vermektedir. Aralarında işbirliğini özendirecek uygulama olmadığı gibi, bir özendirme de söz konusu değildir.
Bir yanda Senfoni Orkestraları, diğer yanda TSM ve THM Devlet Koroları, öte yanda ise bu saydıklarımız ile hiç alakası olmayan görsel sanatlarımız.
Çok açık bir şekilde görülmekte ve bilinmektedir ki bu birimlerin birbirleriyle güzel sanat dalı olmalarından öte hiçbir bağlantıları yoktur.
Bugün varolan Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü eminiz ki içinde barındırdığı tüm güzel sanat dallarına eşit ölçülerde yaklaşmaya, bütçesini ve kadrolarını aynı oranda dağıtmaya çalışıyor.
Ama ya bu alt dalların sorunlarına işlevsel çözüm getirme konusundaki dikkat dağınıklığı? Siyasi iktidarın kültürel değer paylaşımındaki öncelikleri, kayırmacılığı? Kimi zaman biri senfoni, opera-baleye destek verirken, kimi zaman diğeri tezhip, dini müzik,geleneksel müzikler vb değerlerimize maddi ağırlığını hissettirmektedir.
Biliyoruz ki işlevsel davranış ve uygulamalarda başa gelen genel müdürün ana branşı, çocuklarına eşit davranmaya çalışan bir babanın davranışlarıyla hiç de örtüşmüyor.
Başa kimi zaman bir ressam, kimi zaman Türk Halk müzikçi, kimi zaman yerel bir kültür müdürü, kimi zaman ise hiç meslekle ilgisi olmayan biri gelebilmektedir. Hele bir de fonetik ve plastik sanatlar daire başkanı olarak görevlendirilen kişilerin uzmanlık alanları…
Genel müdürlüğün çalışma alanı bu kadar geniş olunca başa getirilecek kişinin çalışma alanının da geniş olması gerekiyor ki böyle birisini bulmak zaten mümkün görünmüyor.
En azından şimdiye değin görev alan genel müdürlerin mesleki dökümü böyledir.
Durum böyle olunca da genel müdür bunalmakta, mesleği dışındaki alt birimleri hakkında karar verirken birilerinin dışarıdan yönlendirmesine boyun eğmek zorunda kalmaktadır.
Aynı durum yıllarca Türk musikisi Devlet Konservatuarlarımızda yaşandı. Müdürlüklerine hep müzik dışından kişiler atandı. Yardımcılarla iş idare edilmeye çalışıldı. Sonuç ise kapasitenin altında verimlilikte boşa geçen on yıllar oldu.
Oysa güzel sanatlar denilen evrensel olgunun alt dalları zaten insanlık tarihi boyunca insanların içinde kendini gayet güzel oturtmuş, kendi kendine kendi içinde genel müdürlüğünü çoktan oluşturmuştur. Bunun en basit örneğini arabesk müzik gelişiminde yaşamıştık. Şimdi ismine popüler kültür-müzik dememize karşın bu alan tamamen piyasa salınımlarında akıp gitmekte, adeta tüm kültürel değerlerimizin umarsız, sözüm ona çağdaş uygulamalarını gerçekleştirmekte, tüm resmi güzel sanat dallarımız ise gittikçe kendi içine kapanır hale gelmektedir.
Genelin etkisizliği sonucu özelde çıkan sorunların çözümünün yönetmeliklere yansımamasıyla oluşan içsel huzursuzluk günden güne artmakta, sonuç verimsizlikten kaynaklanan mutsuzluğa dönüşmektedir.
Alt birimlerde görev yapan sanatçılar kendini yenileyememe çıkmazından artık ayrı bir haz duyar olmuşlardır.
Görülmektedir ki; Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün gerek siyasi kişiliklerin isteği doğrultusunda, gerekse layıkıyla Anadolu’da festival vb adı altındaki yerel popüler etkinliklere sanatçı göndermekten(tabii ki bu da bir ihtiyaç), zamanın anlayışına göre heykel dikmekten ve resim-tezhip vb. sergileri açmaktan başka bir işlevi ve gücü kalmamıştır.
Müzik sanatı artık fonetik ve plastik sanatlar daire başkanlıkları tarafından sadece memursal bir bakış açısıyla idare edilmekte, dolayısıyla uygulama olgurlaşamamaktadır.
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü resim, tezhip, heykel vs gibi görsel sanat alanlarını içeren plastik sanatlarla(veya adına ne derseniz deyin) sınırlandırılmalıdır.
Senfoni Orkestraları ve Devlet Korolarının ise kendi genel müdürlüklerinin kurulması gerekmektedir.
Ancak o zaman isminin başında klasik ve halk olan topluluk ve korolarımızda tanık olunan ve tartışma yaratan, günümüz bestelerini de seslendirme ve daha bir çok müzik kuram ve terim anlam birliği gibi kavram-adlandırma karmaşasından kurtulunmasına sıra gelecek, belki de müzik ile müzikoloji arasındaki farkın algılanması, yeni sanat üretimleri sonucunu getirecektir.
Kimbilir o zaman, belki de ta Batı Çin’den Balkanlara uzanan kültür sahasının içinde bulunan geleneksel müziğimizin ve çalgılarının da içinde bulunduğu, dünyada hemen yüz yıldır monotonluk hissi uyandırmaya başlayan ve yıllardır evrensel olarak nitelenen senfoni orkestralarına alternatif olabilecek yeni bir çoksesli orkestranın kurulması veya Türk müzik kültürü açısından başka ileri atılımlar yönünde öncülük edecek gelişmelerin önü açılacaktır…
Aksi takdirde müzik alanımızda da yerimizde saymaya devam edeceğiz.
Zaten yeterince saymadık mı?…
****
Diğer ilgili yazı için Bkz: http://www.musikidergisi.net/?p=125¼/p>